Kısa film yönetmeni ve videographer Ensar Özyurt ile dijital sanatlar üzerine röportaj gerçekleştirdik.
Ensar Özyurt
Merhaba Ensar Bey röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim, bize kendinizden bahseder misiniz ?
Merhaba ben Ensar Özyurt, Yalova Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi - İletişim Sanatları mezunuyum. Okul sürecim boyunca Türkiye şartları içerisinde diplomanın bizi bir iş sahibi yapmayacağını farkına vardım. İkinci sınıfın başlarında kendime bir ekip oluşturdum. Merakım sinemaya olduğu için 6 kişilik ekip ile birlikte kısa filmler çekmeye başladım. Filmlerin sayısı çoğaldıkça insanların ilgisi artmaya başladı bu oluşma ve 16 kişiye ulaştık. Ekibimle beraber 13-14 kısa film çektik bunlardan bir tanesi ile jüri üyeleri arasında Osman Sınav’ın olduğu Uluslararası Altın Baklava Festivalinden 2.lik ödülü aldık. Bunların dışında 2 tane belgesel denemem oldu ve sektöre bu şekilde yavaş yavaş giriş yaptım diyebilirim. Kendim çabaladım çünkü kimse sizin elinizden tutmuyordu bende bu durumu fırsata çevirdim. Üniversitenin ardından çeşitli ajanslarda çalıştım dergi, afiş, gazete tasarımları yaptım. Sadece sinemada kalmadım kollektif olmak gerektiğini öğrendim. Bir yerlere gelmek için hem video çekeceksin, montajını yapacaksın ayrıyetten grafik tasarım yapacaksın hepsini bilmek gerekiyor. Tüm bunların ardından İstanbul’da 4 ortakla bir ajans kurduk fakat 23 yaşında bazı şeyler yolunda gitmedi. Şu anda videographer olarak moda sektörüne fashion videoları çekiyorum.
Bu mesleğe yönelme hikayeniz nedir ?
Çocukluğumdan beri ikizimle beraber video çekimleri yapıyorduk. Her zaman bu sektöre bir ilgim vardı. Burada asıl motivasyonum kendi düşünce yapıma uymayan durumları sinema ile insanlara aktarmak ve karşı tarafta bir şeyleri değiştirmek. İnsanları göremediği şeyleri farklı bir bakış açısından onlara göstermek. Temel olarak derdimi anlatmak, bir mesaj verebilmek, insanların hayatlarına dokunmak ve kendimden doneler katmak temelleri arasında yer alıyor.
Dijital bir sanat çalışması olarak çekimlerinizi gerçekleştirmeden ön hazırlık yapıyor musunuz ?
İlk önce müşterinin ne istediğini bilmek gerekiyor bunun için görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Son dönemde genel olarak aynı tarz işler talep ediliyor. Çünkü sosyal medya üzerinde gördükleri işler tek düze ve onu görmek istiyorlar bu ne kadar fashion veya imaj olsa bile. Yapılan işler bu sebeple belli kalıpların dışına çıkamıyor izleniyor ve çabuk tüketiliyor. Bu sebeple kafamda belirlediğim çekim açıları ve kategorileri sunuyorum ve böyle bi hazırlık süreci oluyor. Sinema kısmında bu durum çok farklı ilerliyor çekimlerden daha fazla zaman alıyor. Senaryo, storyboard, dekor gibi düşünülmesi ve kurgulanması gereken çok fazla alan oluyor. Bu yüzden sinemada ön hazırlık daha önemlidir.
Sanata bakış açınızı etkileyen ressam veya yönetmenler var mı ? Varsa çalışmalarınız üzerinden etkilerini nasıl görüyorsunuz ?
Sinema alanın kurgu, renk ve anlatım biçimlerini çok beğendiğim yönetmenler var. Anlatım olarak Christopher Nolan’ın kurgu matematiğini çok seviyorum. Zaman kavramını aktarış biçimi beni etkiliyor. Işık konusunda ilham olarak Rönesans döneminde yapılan tabloları inceliyorum. Tablolar bana ışık hakkında çok fazla bilgi veriyor nasıl dramatik etkiler yaratabileceğini görebiliyorsunuz. Tarantino bende önemli etki bırakan bir diğer yönetmen. Tek bir sahneden bile onun filmi olduğunu anlayabileceğimiz imzalarını görebiliyorsunuz. İleriye doğru yönetmenlik en büyük hedeflerim arasında şuan elimden olan yeteneğimi kullanarak maddi bir birikim yapıyorum.
Sanat sence sanat için mi yoksa toplum için midir?
Toplumun anlamadığı sanat, sanat değildir. Ama sanatı sanat için yaparsan toplumda bunu anlar. Çünkü sanatı yaratan toplumdur.
Video - Ensar Özyurt
Ensar Özyurt'un çalışmalarını Instagram adresinden takip edebilirsiniz.
Comments